Madalyonun İçi

Beril Kavaklı
2 min readNov 10, 2020

Son zamanlardaki en popüler dizilerden “Masumlar Apartmanı” herkes gibi benim de dikkatimi çekti. Psikolojik sorunları işlediği teması ve gerçek hikayeden uyarlanışı ile merakımı uyandırdı. Biraz araştırdığımda psikiyatrist Gülseren Budayıcıoğlu’nun Madalyonun İçi adlı kitabındaki gerçek bir hikayeden uyarlandığını öğrendim ve gidip kitabı aldım.

Gülseren Budayıcığolu uzun yıllar Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde çalışmış ve sonrasında Madalyon isimli özel bir psikiyatri kliniği kurmuş. Yani kitap bizi bu kliniğin içine, hastaların hikayelerine ve gizli dosyaların cazibesine çağırıyor. Kitabın gerçek hastaların hikayelerinden oluştuğunu öğrendiğimde herkeste olduğu gibi bende de “Bu etik mi?” sorusu oluştu. Yazar bu soruyu cevaplamak istercesine önsözde kitabı neden yazdığından bahsediyor. Özetle; Türkiye’de psikiyatri doktorlarından çoğunun özel sektörde çalıştığı için birçok kişinin bunu karşılayamadığından, bu kitabı yazarak en azından birilerine ulaşıp yardım etmek istediğinden söz etmiş. Ben de bu noktaya katılıyorum. Türkiye gibi bir ülkede belki hepimizin düzenli olarak bir psikiyatriste gitmeye ihtiyacımız var ama yine de kitabı okurken sanki olmamam gereken bir yerde, duymaman gereken şeyleri gizlice dinliyormuşum gibi bir hisse kapıldım ve bu kendimi biraz kötü hissetmeme sebep oldu.

Masumlar Apartmanı’ nda geçen hikaye ‘Çöp Apartmanı’ adlı seriden uyarlanmış. Kitapta bunun gibi uzun serilerin yanında, tek bölümlük hikayelere de yer veriliyor. Her bir bölümde psikiyatristin odasındaki bir seansta sanki köşede oturup her şeyi izliyormuşcasına olan bitene tanık oluyorsunuz. Okurken, hayatta karşılaştığım bazı durumları anlamlandıramadığımı, bazen hiç üzerinde düşünmediğim durumlarda yanlış davrandığımı, empati kurmakta zayıf olduğumu farkettim. Hastalıklarla ilgili yazarın bilgi vermesi de yaşanan durumları anlayabilmek adına çok güzel bir katkı olmuş.

Kitapta benim ilgimi çeken bir nokta da hastaların genellikle Gülseren Hanım’a gelmeden önce bir çok doktor gezdiği ama sonuç alamadıklarının vurgulanması oldu. Ancak Gülseren Hanım’la ilk görüşmelerinde aydınlanıp, aşırı memnun şekilde ayrılıyorlar. Bunlar da gerçek olabilir tabi ki ama insana ‘Hiç mi memnun kalmayan yok?’ sorusunu sorduruyor. Biraz kendini öven bir hava hissi veriyor. Bunu destekler şekilde kitabın sonunda da okur mektuplarına yer verilmiş ve hepsinde çok güzel şeylerden bahsediliyor.

Özetleyecek olursam; yukarıda bahsettiğim konular dışında ben kitabı gayet akıcı ve güzel buldum. Psikolojiye olan ilgim sebebiyle okumak ve bir şeyler öğrenmek hoşuma gitti. Etik olup olmadığı konusunda ise hala karar verebilmiş değilim. Ama toplumda birilerine bile faydalı olabildiyse pozitife daha yakınım sanıyorum.

Psikolojiye merakınız varsa size de keyifli okumalar…

Sign up to discover human stories that deepen your understanding of the world.

Free

Distraction-free reading. No ads.

Organize your knowledge with lists and highlights.

Tell your story. Find your audience.

Membership

Read member-only stories

Support writers you read most

Earn money for your writing

Listen to audio narrations

Read offline with the Medium app

No responses yet

Write a response